Bu hikayenin anlatılma zamanı geldi.
Bugün Türkiye'deki kalabalık yazılım topluluklarından biri olan NSIstanbul'un nasıl ve neden kurulduğunu, yolda karşımıza çıkan engelleri ve asıl büyümeyi ne zaman yakaladığını anlatmamın yeni bir topluluk kurmak isteyenlere faydalı olacağını düşünüyorum.
Kuruluş
Yıl 2012. iOS Geliştirme konusunda bir çaylak olarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Konferanslara gidiyorum, insanlarla tanışıyorum, Twitter’da onlarca yazılımcı takip ediyorum. Bu çaba beni o dönem tek iOS geliştirme topluluğu olan Cocoaist’ten haberdar olma ve o topluluğun organizasyon ekibinin içinde yer edinmeme yol açıyor.
Fakat hoşuma gitmeyen bir şeyler var. Birincisi, topluluk bir şirket tarafından organize ediliyor (Hipo). Bütün etkinlikler bu şirketin ofisinde gerçekleşiyor. İkincisi etkinlikler düzenli yapılmıyor, her seferinde bu şirkettekilerin insiyatifi (gaza gelmesi) ile bir etkinlik yapılıyor. Üçüncüsü de topluluğun, toplumun her kesimine hitap etmeyen bir yapıda olması. Bu sonuncusu benim hissettiğim bir durum, belki de böyle değildir.
Bütün bunları başka bir topluluğu karalamak amacıyla anlatmıyorum. Cocoaist özellikle sonraki yıllarda müthiş işler yaptı. Hikayedeki kırılma anlarını anlatabilmem için o dönem hissettiklerimi anlatmam gerekiyor.
Yurtdışında takip ettiğim topluluklardan farklı bir ortam var ve Cocoaist’in de bu yapıda olmasını istiyorum. Özeleştiri yapacak olursam, o dönemde bu yapının düzelmesi konusunda pasif davranmış olabilirim. Buna bir sebep aramaya kalkarsam, daha önce organize etmiş olduğum benzer bir topluluğun (Rails Istanbul) aynı hataları yapıp en sonunda kapanışı ile Cocoaist’i aynı çizgide görmüş olmamı gösterebilirim.
Ve bütün bu düşüncelere rağmen yeni bir topluluk kurmak aklımın ucundan geçmedi.
Biraz ileriye, 26 Ekim 2013 tarihine gidelim. Kod.io 2013 konferansında, AFNetworking ve Alamofire’ı yazan Mattt Thompson’ı davet etmişiz. After party sonrası Mattt’i oteline bırakırken bana İstanbul’daki toplulukları sordu. Ben de o zaman düşündüklerimi anlattım.
“Neden yeni bir topluluk kurmuyorsun?” diye sordu.
“Zaten bir tane var, gerek var mı?” dedim.
“Gerekirse 5 tane de olur, madem beğenmiyorsun, kendi topluluğunu kur.”
“Hmm, CocoaHeads Istanbul kursak fena olmaz aslında.”
“Boşver Cocoaheads’i, oraya dinazorlar gidiyor. NSMeetup var San Francisco’da, çok güzel işler yapıyorlar. Londra’da da NSLondon var, onun organizatörü ile seni bir görüştüreyim, siz de NSIstanbul olarak onların partner topluluğu olursunuz.”
O gece Harbiye’den Taksim’e yürürken bu konuyu düşündüm ve karar verdim.
Gerçekten de 3 gün sonra Mattt’ten bir tanışma maili geldi ve NSLondon’ın organizatörü Daniel ile bir Skype görüşmesi yaptık. Bana tüm yapıyı anlattı ve cross-marketing yapma konusunda anlaştık.
Yeni bir topluluk kuracağımı dostlarım İlter Cengiz ve Mert Dümenci’ye söyledim. Ve birlikte topluluğu kurmuş olduk. Daha sonra Said Özcan ve Meryem Ekinci de ekibe dahil oldular. Hepsi aynı anda da dahil olmuş olabilir, tam olarak hatırlamıyorum o dönemi :)
İlk Zamanlar ve Duraklama
Kurulduğumuzu ve Suma Han’daki ilk etkinliğimizi duyurduk. Duyurudan hemen sonra Cocoaist cephesinden bir tepki ile karşılaştık. Bu tartışmaların içeriğini anlatmayacağım elbette, fakat söylenenlere kulak asmadım. Sadece etkinlik yapmaya ve topluluğu yaymaya odaklandım.
İlk etkinliğe yaklaşık 25 kişi geldi. “Yeni bir topluluğa ne gerek vardı” demek için uğrayanlar da vardı, NSIstanbul’a ihtiyaç olduğununu düşünenler de. Bu şekilde düzenli etkinlikler yapmaya devam ettik.
Fakat zamanla toplulukların sıkça karşılaştığı sorunlarla karşılaşmaya başladık. Birincisi, etkinlik mekanı bulmak her ay sıkıntılı oluyordu ve sürekli aynı yerde (ya da şirkette) yapmak istemediğimizden üniversitelerin konferans salonlarında yapmak zorunda kalıyorduk. Bu belirsizlik bazı ayları hatta tek seferde 2-3 ayda atlamamıza sebep oluyordu.
Bu konuya bir açıklama getireyim: Üniversitelerde etkinlik yapmanın büyük dezavantajları var. Katılımcılar etkinliği ciddiye almıyor. Etkinliğe gelen, gelirim diyene oranla çok az oluyor. Kalite algısı düşüyor. En iyi konuşmacıyı da getirseniz, eğer çok popüler birisi değilse katılıma etkisi olmuyor. Haliyle topluluğun insanlar gözünde notu da düşük oluyor.
İkinci problemimiz de iyi olduğunu bildiğimiz yazılımcıların, NSIstanbul’u bilmelerine rağmen etkinliklere hiç katılmamasıydı. Bazı insanlar işten çıkınca tüm işle alakalı mevzuları ofiste bırakmak istiyor sanırım. Bu insanları etkinliklerde konuşturmak için teşvik edemiyorduk. Konuşmacı havuzumuz çok kısıtlıydı. Eğer mekan bulduysak ve konuşmacı yoksa, organizasyon ekibinden bizler konuşma hazırlıyorduk. Bu sebeple benim NSIstanbul’da yapmış olduğum en az 10-12 farklı sunum vardır.
Uzun bir süre konferanslara katılıp gördüğüm her iOS geliştiricisine “NSIstanbul’a gelsene” demek dışında yaptığım bir pazarlama hareketi(!) olamadı.
Bu süreç içerisinde moralimizin çok bozulup bize NSIstanbul’u tasfiye etmeyi düşündüren zamanlar da oldu.
Yükseliş
2016’nın Aralık ayında İsveç’e kardeşimin üniversite işleri için gitmem gerekti. Bu imkanı bir fırsata çevirip CocoaHeads Stockholm’ü organize eden arkadaşım Alek’e mesaj attım. Alek ile 2014 yılında Berlin’deki UIKonf etkinliğinde tanışmıştık ve muhabbetimiz devam ediyordu. Gideceğim tarihte Spotify ofisinde bir etkinlik yapıyorlardı ve tüm biletler tükenmişti. Sağolsun Alek bana bir bilet ayarladı.
Etkinlik sonrasında Alek’e NSIstanbul’un mevzularını anlattım ve bana aynı sıkıntıları kendilerinin de çektiğini ve bunların hepsini şirket sponsorlukları ile çözdüklerini söyledi. Her ay etkinlikleri başka bir şirketin ofisinde yapıyorlardı. Bu sayede hem etkinliklerin algısı artıyordu, hem sponsor firmalar normalde çok arayıp görüşme imkanı bulamayacakları iOS geliştiricilerini kendi ofislerine kadar getirebiliyordu. Bir yandan isterlerse kendi tanıtımlarını da yapıyorlardı.
Döndüğümde aynısını yapmak için kolları sıvadık. Tabi Türkiye’de işler İsveç’teki gibi yürümüyordu. Büyük şirketlerin bizi ciddiye alması için küçük başlamamız gerekiyordu.
Önce İlter’in bir dostunun ofisinde yaptık. Sonra daha büyük bir şirkette. Trendyol’da yeni işe giren bir arkadaştan rica ettik, orada yaptık. Kendi bağlantılarımızı kullanarak iyi bir etkinlik ve sponsor havuzu oluşturduk. 1 sene sonra artık firmalardan teklif gelmeye başladı.
Apple'ın her yıl düzenlediği WWDC etkinliğini de Sahibinden sponsorluğunda eş zamanlı olarak canlı seyrettik. Her yıl bir gelenek halini aldı. Bu etkinliklere ortalama 100 kişi katıldı.
Slack'in yayın hayatına başlamasıyla biz de bir Slack kanalı açarak üyelerimizin bilgi paylaşımı yapabileceği, sorularına cevap bulabileceği bir ortam sağladık.
Bu sıralarda ekibin tamamı yurtdışına taşınma kararı aldı (ben hariç). Ekibe Şule Turp’u dahil ettik. NSIstanbul’un müthiş büyümesinde benden kat kat fazla katkı yaptı, halen daha da yapıyor. Sonradan Ahmet Yalçınkaya ve Alper Sevindik de ekibe dahil oldular. Bütün ekip üyelerinin müthiş katkısı oldu. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Ekip yenilenmesinden sonra Getir, Yemeksepeti, Trendyol, Turkcell, Albayrak, Türk Telekom, Sahibinden gibi büyük firmaların sponsorluğunda etkinlikler yaptık. Talep o kadar artmıştı ki, Turkcell’e “bu ay ve sonraki ay doluyuz, 2 ay sonraya yapsak” dediğimizi hatırlıyorum.
Bu ay ve sonraki ay doluyuz, 2 ay sonraya yapsak?
Bir etkinliğimizde Petra Coffee kahve sponsoru olup kahve standı kurmuştu. Kahve ile yakın muhabbeti olan yazılımcıların, iyi kahve ile tanışmasını amaçlamıştık. Unutamadığım sponsorluklardan biri bu oldu.
Albayrak etkinliğimizde profesyonel bir TV ekibi YouTube üzerinden canlı yayın yaptı. O yayının kalitesine halen daha inanamıyorum. Öyle ki, o yayın bizim üzerimizde ciddi bir baskı yarattı ve ondan sonraki etkinlikleri canlı yayınlamaya çalıştık. Sonraki etkinliklerimizde bize canlı yayın sponsoru olan Biges Engineering şirketine de sonsuz teşekkür ediyorum.
Elbette bir topluluk sadece aydan aya etkinlik yaparak büyümüyor. Etkinliklerin arasındaki sürenin, insanların kaynaşması için fazla uzun olduğu düşüncesi ile haftalık kahve sohbeti etkinliklerini başlattık. Her hafta dönüşümlü olarak Zorlu-Akasya AVM’de iOS geliştiriciler toplanıp muhabbet ediyorduk. Bu etkinliklere verdiği emekten dolayı Alper Sevindik’e de ayrı bir teşekkür etmem gerekir.
Bu sayede birbirini tanıyan kemik bir kitleye sahip olduk ve bu topluluğun bir arada kalması, Slack grubunun aktif olması adına çok önemli bir adım oldu. Birbirlerini tanıyan insanların yardımlaşması çok daha kolay oluyor.
Bütün bu süre boyunca farklı etkinlik formatları denedik. Aklınızda olan, fakat bir türlü yapmaya elinizin varmadığı yan proje, kütüphane, blog yazısı gibi şeyler için bir Pazar gününü ayırdığımız Side Project Sunday bu etkinliklerden biriydi. Geçen senin sonunda da yeni konuşmacıların çıkmasını sağlamak için Açık Mikrofon formatını duyurduk ancak pandemi sebebiyle biraz sekteye uğradı.
Bugün ve Gelecek
Bu hikaye ile birlikte NSIstanbul'un kuruluş ve yükseliş dönemlerini görmüş oldunuz. Asıl bugünden başlayarak gelecekte neler yapacağız? sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Üyelerimiz son zamanlarda etkinliklerin seyrekleştiğini ve ilginin biraz azaldığını hissediyorlar. Ekip olarak bizim isteğimiz ve tutkumuzda bir eksilme olmadığını söylemek isterim.
Bence yükselişin ardından belirli bir doygunluğa ulaşıldı ve topluluk bu duruma alıştı. Bu durumu birçok büyük topluluğun yaşadığını biliyorum.
Konuşmacı bulmakta tekrardan zorlanıyoruz, eskisi gibi mekan sponsoru olmak için başvuran da olmuyor.
Tabiiki NSIstanbul duraklamayacak. Yeni bir döneme girmemiz ve ivmeyi arttırmamız gerek. Pandemi döneminde yaptığımız canlı yayınlar bunun bir örneği. Etkinlik kayıtlarının çok üzerinde bir izlenmesi var canlı yayınların.
Açık Mikrofon formatına söz verdiğimiz gibi devam edeceğiz. Üyelerimizi konuşma yapmaktan alıkoyan ne kadar etmen varsa ortadan kaldırdığımız bu formatta, küçük bir dinleyici kitlesiyle, konu kısıtlaması olmadan, kusurların göze batmayacağı bir ortam sağlamak istiyoruz. Bu sayede yeni konuşmacılar yetiştirmek ve bu arkadaşlarımızı yurtdışındaki konferanslarda konuşacak seviyeye taşımayı hedefliyoruz.
Aylık buluşmalara aynı şekilde devam edeceğiz. WWDC 2020 ile birlikte konuşacak çok konu olduğunu düşünüyorum. iOS ile alakalı farklı disiplinlerden (Pazarlama, İşletme, Tasarım) konuşmacılar çağırıp NSIstanbul'un kapsamını biraz daha genişletmek istiyoruz.
Side Project Sunday çok fazla talep edilen bir format oldu, ona da devam edeceğiz.
Aklımızda başka etkinlik formatları da var, olgunlaştıkça duyuracağız.
Geleceğin belirsiz olduğu şu günlerde bizler NSIstanbul’un geleceğini hazırlıyoruz.
Takipte kalın.
NSIstanbul Slack: https://slack.nsistanbul.com
NSIstanbul Twitter: https://twitter.com/ns_istanbul